Köpek

Köpekler Hangi Duyguları Hisseder?

Çoğu insan köpekleriyle uzun süreler vakit geçirdikten sonra onların yüz ifadesine bakarak ne hissettiğini anlayabilirler. Mesela eve geldiniz ve köpeğinizi salonun ortasında kendi etrafında dönüp kuyruğunu kovalarken buldunuz.

Bu görüntü karşısında kendi kendinize dediniz ki, ‘Küçük dostum beni gördüğüne sevindi’ ya da ‘Beni gerçekten seviyor’ bu ve benzeri durumlarda köpeğiniz hislerini bariz bir şekilde gösteriyor demektir, ne hissettiğini anlamak zor değildir. Peki ya köpek dostlarınız bizim sevgi, korku veya mutluluktan kast ettiğimiz şeyin aynısını gerçekten hissediyorlar mı dersiniz. Bu soruyu cevaplamada bilim imdadımıza yetişiyor.

Uzak geçmişte köpeklerin mental açıdan oldukça güçlü canlılar oldukları düşünülürdü. İnsanlarla aynı duyguları taşıdıkları ve bizim dilimizden anladıkları sanılıyordu. Fakat bilimin yükselişe geçmesiyle birlikte yapılan araştırmalarla durum değişti.

İnsanoğlu fizik kurallarını  ve mekaniği öğrenerek makinalar inşa ettiler. Buna ek olarak, insan denen kompleks yapının da belli bir sistemi, mekanik kuralları ve kimyasal bir temeli olduğu anlaşıldı. Buna karşılık olarak dinler, insanın sadece bir makine gibi görülmemesi gerektiğini maddesel sisteminin dışında insanın manevi bir tarafı olduğu, bir ruhu olduğunu savunuyorlardı. Bu ruh sayesinde, insanların bir bilinci ve duyguları vardı.

Köpekler Hangi Duyguları Hisseder?

Hayvanlar da fiziksel olarak insanlar gibi mekanik bir sisteme sahip olabilirlerdi. Fakat, söz konusu ruh olduğunda, dinler köpeklerin bu türden manevi bir şeye sahip olmadığını, bu nedenle de gerçek ‘duyguları hiçbir zaman hissedemeyeceklerini söylüyorlardı. Yine de bilimin köpeklerle ilgili çalışmalar yapacağı zaman gelicekti ve bu zaman geldiğinde bilimindanları, köpeklerinde hatırı sayılır bir mental anlayışları, dolayısıyla da hissettikleri duyguları olduğunu gösterdiler.

Bundan önce, hayvanların birer makinadan farksız oldukları fikrinin en önemli savunucusu Descartes’te. Descartes, köpeklerin ve diğer hayvanların bir çeşit makineden farksız olduklarını, biyolojik bir makinadan ibaret olduklarını iddia ediyordu. Bu makine düşünemiyordu, sadece belirli şeyleri yapabilmeye programlanmıştı. Descartes’ten sonra Nicolas de Malebranche bu görüşü genişleterek ve hayvanlar için, ‘yerler ama zevk almazlar, ağlarlar ama acı çektiklerinden değil, eylerler fakat farkında olmazlar. Hayvanlar hiçbir şey arzulamazlar, hiçbir şeyden korkmazlar ve hiçbir şey bilemezler’ diyecekti.

Ancak bilim, Descartes’ten sonra oldukça yol katetti. Bu düşünürlerin insan duyguları konusunda bile yanıldıklarını artık biliyoruz. İnsanlar hayatları boyunca her türlü duyguyu hissedemeyebiliyor. Bebeklerin hissettiği duygular oldukça sınırlı ve büyümeye başladıkça başka duyguların varlığından haberdar olabiliyorlar. İnsanlar bile duygu konusunda bir uzman değilken köpeklerde işleyiş nasıl mı devam ediyor?

Araştırmalar, köpeklerin iki ila iki buçuk yaşlarındaki bir insan yavrusuyla benzer bir zekaya sahip olduğunu gösteriyor. Bu da köpeklerin hatırı sayılır bir mental zekaya ve duygu hissedebilme yetisine sahip olduğunu göstermekte. Fakat, yukarıda da dediğimiz gibi, 2 yaşında bir çocuğun da duygusal açıdan yüzde yüz gelişmediği bir gerçek. yani, köpekler belirli duyguları hissedebiliyorlar, yalnızca bu duygular fazla çeşitlilik göstermiyor.

Yeni doğan bir bebeğin sahip olduğu tek bir duygu vardır; heyecan. İlk haftalarla birlikte bu heyecan duygusu pozitif ve negatif olmak üzere çeşitlenmeye başlar. Yani memnuniyet ve sıkıntı veren genel duygular hissedilmeye başlar.

Sonraki aylarda ise, tıksındı, korku ve öfke duyguları görülmeye başlar. Neşe, neredeyse altı aylık olana kadar bebeklerde pek görülmez. Görülmeye başlandığındaysa devamında utanç ve şüphe duygularını getirir. Sevginin ise anlam kazanması dokuzuncu ya da onuncu ayda ortaya çıkar. Kompleks sosyal duyguların ortaya çıkması ise daha büyük yaşlarda olur. Utanç ve gurur üç yaşında ortaya çıkar onu suçluluk duygusu ve aşağılama izler.

İnsanlarda ortaya çıkardığımız bu duygusal harita köpeklerin duygusal hislerini anlamada bize yol gösterecek olan şeydir. Köpekler duygu gelişimi sürecini insanlardan daha hızlı yaşarlar. 4 ila 6 aylık oldukları zaman sahip olabilecekleri bütün duyguları yaşamaya başlarlar.

Bu süreci hızlı tamamlasalar da köpeklerdeki duyguların çeşitliliği, iki iki buçuk yaşlarındaki bir çocuğun duygusal deneyimini aşmayacaktır. Bu da demek oluyor ki, köpekler küçük bir çocukta da bulunan, neşe, korku, sinir, tiksinti ve sevgi gibi temel duyguların hepsini hissedebilir. Fakat, suçluluk, gurur ve utanç gibi daha kompleks duyguları deneyimleyemez.

Köpeklerin suçluluk duygusunu hissetmiyor olşunuza birçok köpek sahibi karşı çakacaktır. Yaramazlık yapan bir köpeğin suratında suçluluk duygusunu gördüğünü söyleyen onlarca insan bulabiliriz. Tüm kanıtlara ve köpeğinizin suçluluk dolu bakışlarına rağmen o duygu suçluluk değil, korkudur. Köpeğiniz sizin kızacağınız bir şey yaptıktan sonra yakalandığında cezalandırılacağını bilir ve bu cezalandırma korkusu yüzüne yansır. Dolayısıyla sizin gördüğünüz şey korkunun ifadesidir, çünkü köpekler suçluluk gibi karmaşık bir duyguyu deneyimleyemezler.

Sonuç olarak ne mi öğrendik? Eski düşünürlerin köpekler ve diğer hayvanların birer makina olduklarını düşünerek yanıldıklarını. Öğrendiğimiz bir diğer şey de köpeğinize saçma ve komik kostümler giydirip onu gezintiye çıkarabileceğiniz. Ne de olsa nasıl göründüğü konusunda utanç duymayacaktır. Benzer şekilde bir köpek yarışmasında birinci olursa kendiyle gurur duymayacaktır. Zaten sevgili dostlarımızın bu kadar derin duygular içine düşmesine gerek yok. Onlar en önemli duyguyu derinlemesine yaşayıp bize de hissettirebiliyorlar; sevgi ve bu duygu tek başına diğer hepsine bedel.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu