Hayvanlar İçin Ağrı Ne Demek?
Herkes ağrıların sinir bozucu olduğunun farkındadır. Fakat, hayvanların çektiği ağrılar olabileceği bilinse de onların hissettiği ağrıları ve sonuçlarını pek çoğumuz anlamayız.
Hayvanlardaki ağrılarla ilgili birçok yanlış kanıya sahibiz. Örneğin, kedinizin ya da köpeğinizin ağrısı olduğunda bunu anlamanız çok da kolay olmaz. Onlar bizim gibi konuşup sızlanamadıkları için ağrı duymadıklarını sanmak ya da canlarının çok da acımadığını düşünmek büyük bir yanılgıdır.
İçgüdüsel olarak hayvanlar acılarını ve ağrılarını odak noktası haline çok fazla getirmezler. Bunun nedeni atalarının vahşi doğadayken, ağrılarıyla sızlanmak yerine önceliğini avcılardan korunmaya vermiş olmalarıdır. Esas odak noktaları her zaman için dışarıdan gelen tehdittir. Bu nedenle onların torunları olan dostlarımızı da ağrıdan kıvranırken görmek nadir ve ekstrem durumlarda karşılaşılan bir olaydır.
Örneğin, kedilerin hırıldaması her zaman olumlu bir şey olarak algılanır. Fakat kediler, mutsuz olduklarında, korktuklarında ya da bir ağrıları olduğunda da benzer sesler çıkarır. Bu ses benzeşmesi, onun ağrıyı bizim hissettiğimiz gibi hissetmediği anlamına gelmez. Üstelik psikolojik ve nörolojik çalışmalar da hayvanların en az bizim kadar yoğun ağrılar çekebildiklerini göstermekte.
Ağrıyı Tanımlamak
Yukarıda bahsedilen nedenlerden dolayı bir veteriner ya da hayvan sahibi, tüylü dostlarımızın ağrısını tanımlayabilmek adına dikkatli bir gözlem yapmalıdır. Ağrıyı belirleyebilmek bilen gözler için oldukça kolaydır; çünkü her ağrı kendini belirli işaretlerle belli eder.
Örneğin, belirli davranışsal tepkiler ağrı sebebiyle meydana gelebilir. Ses en önemli yardımcınızdır. Ağlamaya benzer sesler, uluma ya da hırlama ortada bir ağrı olabileceğinin en belirgin göstergesidir. Genel olarak rastlanan bir diğer durum ise, evcil hayvanın aile üyelerinde kaçması, onlarla vakit geçirmeyip gizli köşeleri tercih etmesidir. Bu durum, minik dostunuzun kendini rahat hissetmediği ve neşesiz olduğunu, oyun oynamasına engel olan bir durumun olduğunu belli eder.
Hiçbir pozisyonda rahat edememek ve sürekli yer değiştirmek de size sunulan başka bir ipucudur. Ağrı içindeki bir hayvan genelde sık nefes alır. kucağa alınmak istemez ve sürekli kaçar. Çünkü, hareket halinde olmak onu rahatsız etmektedir.
Çok bariz olan diğer işaretler ise, kolaylıkla ağrının sebebiyet verdiğini düşündüre iştahsızlık, ilgisizlik, uyuşukluk ve özellikle kedilerde görülebilecek olan bakım eksikliğidir.
Vücut dili de büyük önem taşır. Örnek verecek olursak; eğer vücutta bir yara varsa dostunuzun vücut dili tamamen orayı işaret etmeye başlar. Yaranın ya da ağrının olduğu bölgeyi sürekli yalayabilir ya da ısırabilir. Eğer kırık bir pati ya da bacak söz konusuysa, o bölgeyi sürekli gizlemeye çalışması, elletmemesi de mümkündür. Kırık olan uzvu kullanamadığından rahatlıkla oturup pozisyon alamamaları da en belirgin işaretlerdendir.
Dışarıdan kendini belli etmeyen ve sadece veteriner gözüyle dikkat çekebilecek problemler de mevcuttur elbet. Kalp atışı, kan basıncı ya da tepki verme süreleri gibi uzman bir gözün yakalayabileceği işaretler bunlardan bazılarıdır. Bazı durumlarda ağrıyı fark etmede ve sorunu anlamada süreçler uzayabilir. Bunun nedeni ise, tıpkı insanlarda olduğu gibi hayvanlarda da farklı ağrı eşiklerinin bulunmasıdır.